İlhan Ahmet: “Seçilmiş bir soydaş milletvekilini ve halkın iradesini hedef almakta ısrar eden Özay Şendir, ne yapmak istiyor?”
Türkiye’de yayımlanan Milliyet Gazetesi’nin 01.03.2024 tarihli sayısında Özay Şendir tarafından kaleme alınan köşe yazısında, PASOK – KİNAL Rodop Milletvekili İlhan Ahmet hakkında gerçek dışı yeni iddia ve yorumlar yer aldı.
Milletvekili İlhan Ahmet, söz konusu kişinin imzasıyla 23.02.2024 tarihinde yayımlanan köşe yazısına karşı cevap hakkını kullanarak, gerçek dışı iddiaları ve yorumları tekzip etmiş, buna karşılık aynı kişi tarafından başka bir köşe yazısında milletvekilinin şahsıyla ilgli gerçek dışı yeni iddia ve yorumlara kaleme alındı.
Bunun üzerine cevap hakkını kullanan milletvekili İlhan Ahmet gönderdiği tekzipte, Özay Şendir’in, önceki yazısında olmayan beyanlara atıf yaparak yalan haber kaynağı kullandığını hatırlatarak, yeni yazısında bu hatasını düzeltip kamuoyundan ve milletvekilinin şahsından özür dilemek yerine, yeni gerçek dışı iddia ve yorumlarda bulunarak aynı hataları tekrarlamakta ısrar ettiğine dikkati çekti.
“Muhtemeldir ki size yanlış bilgi veren ve sizi yanlış yönlendiren kaynaklarınızın sizi düşürdüğü gaflet ile her iki ülke kamuoyunun vicdanında yara açan yalan içerikli haberlere imza atmanız, meslek etik ilklerine aykırı olarak kamuoyunun doğru habere erişim hakkına darbe niteliği taşımaktadır” diye vurgulayan milletvekili açıklamasında, iki ülke arasında dostane ilişkilerin geliştirilmesi yönünde çalışma çağrısı yaptı:
“Köşe yazınızdaki gerçek dışı iddia ve yorumlarla kurulmaya çalışılan zoraki bağlam, ismim ve seçilmiş temsilcisi olduğum azınlık toplumunu hedefe oturtmakta, iki ülke ve halkları arasındaki barış, dostluk ve iyi ilişkilerin aksine tutum sergileyen odakların tesis etmeye çalıştığı algıya zemin yaratmaktadır.”
Milliyet gazetesini sorumlu yayıncılık anlayışı ve yayın politikası ile hareket etmeye davet eden milletvekili açıklamasında, “Saygın bir yayın organı olan Milliyet gazetesinin de sorumlu yayıncılık anlayışı ile davranarak, özellikle Türkiye ile Yunanistan arasındaki iyi ve dostane ilişkilerin ivme kazandığı süreçte bu yönde gayret sarf eden soydaş bir milletvekilinin ve mensubu olduğu azınlık toplumunun hedefe alınmasına neden olacak gerçek dışı iddiaları düzelteceğine, tüm taraflarda oluşan endişe ve hassasiyetin giderilmesine yardımcı olacağına inanıyorum.” diye belirtti.
Milletvekili İlhan Ahmet’in, 01.03.2024 tarihinde Özay Şendir’e gönderdiği tekzip metni şu şekildedir;
Atina, 01.03.2024
Sayın Özay ŞENDİR,
Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
Yunanistan’da yayımlanan Kathimerini gazetesinde yer alan röportajıma atıf yaparak, söz konusu röportajda yer almamasına rağmen, ismim üzerinden gerçeği yansıtmayan bir takım asılsız iddialarda bulunduğunuz önceki köşe yazınızla ilgili gönderdiğim cevap metninde de dikkat çektiğim gibi, muhtemeldir ki size yanlış bilgi veren ve sizi yanlış yönlendiren kaynaklarınızın sizi düşürdüğü gaflet ile her iki ülke kamuoyunun vicdanında yara açan yalan içerikli haberlere imza atmanız, meslek etik ilklerine aykırı olarak kamuoyunun doğru habere erişim hakkına darbe niteliği taşıması ve kişilik haklarının açık ihlâli söz konusu olması bakımından isminizle birlikte, kaleme aldığınız haberlere güvenirliliği de tartışmaya açtığı muhakkaktır.
Zira, duruşunuzla ilgili kamuoyunun ortak hassasiyeti ve endişesini paylaşarak takip ettiğimizi belirtmek isterim ki; önceki yazınızda haber kaynağınızla ilgili yaptığınız kabul edilemez hata nedeniyle okuyucularınızdan ve şahsımdan özür dileyip, ifadelerinizi düzelteceğinize, 01 Mart 2024 tarihli Milliyet gazetesinde kaleme aldığınız “Türk – Yunan ilişkilerinde utanma sınırı“ başlıklı köşe yazınızda, şahsım üzerinden yeni gerçek dışı iddiaları tekrarlamada ısrar etmeniz, ne yazık ki bu savımızı güçlendirmektedir.
Köşe yazınızdaki gerçek dışı iddia ve yorumlarla kurulmaya çalışılan zoraki bağlam, ismim ve seçilmiş temsilcisi olduğum azınlık toplumunu hedefe oturtmakta, iki ülke ve halkları arasındaki barış, dostluk ve iyi ilişkilerin aksine tutum sergileyen odakların tesis etmeye çalıştığı algıya zemin yaratmaktadır.
Yazınızda bahsettiğiniz, sivil bir toplumsal inisiyatif olan danışma kurulunun, hangi üyeleri tarafından alındığı dahi belirtilmeyen söz konusu kararı, azınlığın seçilmiş milletvekili ile seçilmiş belediye başkanı olan isimlere karşıdır. Halkın oylarıyla seçilen bu iki isme karşı yapılan bu haksız hareket, azınlık kamuoyunda bir itibar suikastı olarak algılanmış, doğrudan halkın iradesini temsil edenlere karşı yapılan bir müdahale olarak okunmuştur. Kaldı ki, her toplumda sivil inisiyatifler, halkın özgür iradesini destekleyici rolleriyle öne çıktıkları oranda itibar görmektedir.
Çeşitli alanlardaki dostluk grupları ve spor taraftar dernekleri de bu bağlamda önemli aktörlerdir. Üç büyükler olarak da anılan Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş kulüplerinin Yunanistan’da ilk taraftar derneklerinin (2001 yılında) şahsen kurucu üyesi ve kurucu avukatı olduğumu, soydaşlarımızın arzusuyla ve büyük bir memnuniyetle süreçlere müdahil olduğumu da bu vesileyle kaydetmek isterim.
Böylece, taraftar derneklerinin, -olması gerektiği gibi- sportmenliğe, toplumlar ve ülkeler arası iyi ilişkilere katkı sağlamaya dayalı şekilde bölgemize kazandırılmasının önünü açtığımıza inanıyorum.
Yazınızda zikrettiğiniz, daha sonra kurulan başka bir Fenerbahçe taraftar derneğiyle ilgili olarak ise; derneğin adını sorgulayan, Siriza iktidarı döneminde Başbakan Tsipras’ın danışmanı olan ve daha sonra teknokrat başbakan olarak da atanan Yargıtay Başkanı Vasiliki Thanou ve beraberindeki zihniyettir.
Şahsen ben, Thanou tarafından açılan kapatma davasının görüşüleceği duruşma öncesi; dernekle hukuki veya üyelik bağım olmamasına rağmen milletvekili olarak, en üst düzeyde seçilmiş temsilcisi olduğum toplumumuz adına konuya hassasiyetle yaklaşmış, aynı zamanda seçmenlerimiz de olan soydaş taraftarların çağrısına kayıtsız kalmamış ve dernek yönetimi ile iletişime geçerek davaya dernek lehine taraf olmak istediğimi, hem hukuki hem de siyasi kimliğim ile katkı sağlamak istediğimi, şahit olarak da yer alabileceğimi bildirmiş, Fenerbahçe üst yönetimi ve kamuoyuyla da paylaşmıştım.
Yazınızda zikrettiğiniz SKAİ TV’nin 14.06.2023 tarihli canlı yayında sorulan bir soru üzerine, Lozan Antlaşması metnine atıf yaparak azınlıklar için kabul edilen tabirin tartışmaya kapalı olduğunu, ancak azınlık mensubu her bir bireyin bireysel olarak etnik kimliğini ifade etme, kendini tanımlama özgürlüğüne sahip olduğunu, dolayısıyla Türk olarak da tanımlama hakkı olduğunu vurguladım.
Milletvekili olduğum 2017 yılında bölgemizi ziyareti esnasında kendisine eşlik ettiğim Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan da Gümülcine’de Celal Bayar Azınlık Ortaokul ve Lisesi’nde yaptığı konuşmada, azınlık mensuplarının kendilerini tanımlamaları hususunda şu ifadeleri kullanmıştı;
“…Şu anda Yunanistan Parlamentosu’nda sizleri temsilen bildiğim kadarı ile 4 milletvekiliniz var. Şimdi bu 4 milletvekilimizin Parlamentoda çok şeyler yapması gerekiyor. Sizlerin sorunlarını dile getirmesi lazım. Dolayısıyla da bu sorunların dile getirilmesi suretiyle bazı adımların atılması lazım. Ben dün bazı sorunları dile getirdim, belki izlemişsinizdir. Temennim odur ki gerek sayın Cumhurbaşkanı gerekse de sayın Başbakan inşallah bu sorunları da bir an önce çözmek suretiyle bir Yunan vatandaşı olarak tüm bölgedeki soydaşlarımızın da ister Türk ister Pomak olsun hep birlikte bu sorunların giderilmesi bence Yunanistan’daki birliği, beraberliği, dayanışmayı çok daha güçlendirecektir.”
Yazınızda bahsettiğiniz şekilde tarafıma kara sularıyla ilgili uluslar arası hukuk kapsamında herhangi bir soru sorulmadığı gibi şahsımın da bu konuda bir beyanı pek tabii ki bulunmamaktadır.
Müftülük konusunda ise yazınızda iddia ettiğinizin aksine, bilakis meclis kürsüsünden yaptığım pek çok konuşmamda ve soru önergelerimde, azınlığın temel hak ve hukukunun takipçisi ve talepçisi olduğum gibi müftü seçiminin yapılması için hükümete defatle çağrıda bulundum. Örnek kabilinden, müftü seçimlerinin azınlık toplumunun iradesi doğrultusunda yapılması gerektiğini meclis kürsüsünde dile getirdiğim son konuşmama aşağıdaki linkten erişebilirsiniz;
Milletvekili İlhan Ahmet: “Müftü seçilecek kişi, Azınlığın tamamının ‘kabulümüzdür’ dediği bir isim olmalı!”
Ayrıca, azınlığımızın dini kurumlarına ve din özerkliğine zarar verecek girişimlere karşı meclis organlarında yaptığım müdahaleler ortadadır. Başbakan Tsipras döneminde Siriza iktidarı tarafından müftülüklerin devletleştirilmesine yol açan kanunlara ve kararnamelere şiddetle karşı çıktığım, vakıf idare heyetlerinde azınlığın istediği doğrultuda seçim yapılması ve borçlarının silinmesi yönünde azınlığımızın taleplerini Siriza ve Yeni Demokrasi hükümetlerine defatle dile getirdiğim meclis konuşmalarım, soru önergelerim, basın açıklamalarım mevcuttur. Örnek kabilinden;
Milletvekili İlhan Ahmet: “Siriza hükümeti tarafından Azınlığımızın dinî özgürlüklerine karşı siyasi tarihte benzeri görülmemiş bir müdahale yapılmaktadır”
Milletvekili İlhan Ahmet, “13 yıldır uygulamadığı vakıflar yasasını unutan Yeni Demokrasi, yeni yasa ile vakıfları ticarethaneye çeviriyor. Hükümet, Azınlığın dini müesseseleri üzerinden nasıl bir siyasi plan yapıyor?”
Azınlık eğitimi ise diğer bir hassas noktamızdır. Yine Lozan Antlaşması’na göre, eğitimde de özel ve özerk haklarımız bulunmaktadır. Hak taleplerimizde Azınlık Okulları Encümenler Birliği ile birlikte yer aldığımı, meclis çatısı altından da azınlık eğitim camiasının arzu ettiği doğrultuda taleplerimizi genel kurul konuşmalarımda ve soru önergelerimde çok defa dile getirdiğimi hatırlatmak isterim.
Halkın iradesiyle seçilen soydaş milletvekili olarak, dört dönemdir Yunan Parlamentosunda azınlığımızı temsil etmekten, halkımızın ve iki ülke ilişkilerinin faydasına çalışmaktan şeref duyuyorum. Çalışmalarımla ilgili gerçek ve resmi bilgilere doğrudan erişebileceğiz açık kaynaklar; Türkçe ve Yunanca hizmet veren ilhanahmet.gr internet sitesi, youtube kanalı ve sosyal medya hesaplarımdır.
İlaveten Türkiye’de yayım yapan, Anadolu Ajansı, TRT, CNN Türk, NTV, Cumhuriyet gibi köklü haber organlarında da yayımlanmış ve yalnızca faydalı katkı sağlama içerikli görüşlerime erişmek mümkündür.
Tüm tarafların, Türk – Yunan yakınlaşmasına gerçekten katkı sağlama yönünde çalışması gerektiğine olan inancımı ve çağrımı bir kez daha yineliyorum.
Saygın bir yayın organı olan Milliyet gazetesinin de sorumlu yayıncılık anlayışı ile davranarak, özellikle Türkiye ile Yunanistan arasındaki iyi ve dostane ilişkilerin ivme kazandığı süreçte bu yönde gayret sarf eden soydaş bir milletvekilinin ve mensubu olduğu azınlık toplumunun hedefe alınmasına neden olacak gerçek dışı iddiaları düzelteceğine, tüm taraflarda oluşan endişe ve hassasiyetin giderilmesine yardımcı olacağına inanıyorum.
Bu hassasiyetle gereğinin yapılmasını, söz konusu iki köşe yazısında da imzası bulunan isim olarak şahsınız özelinde arz ediyorum.
Saygılarımla,
Av. İlhan AHMET
PASOK Partisi Rodop İli Milletvekili
Özay Şendir’in, 01 Mart 2024 tarihli Milliyet gazetesinde kaleme aldığı “Türk – Yunan ilişkilerinde utanma sınırı” başlıklı köşe yazısına aşağıdaki linkten erişebilirsiniz;
https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/ozay-sendir/turk-yunan-iliskilerinde-utanma-siniri-7086713